Home

Sunday, January 20, 2013






ROMA DÖNEMİ PERGE HEYKELTIRAŞLIĞI

            Perge günümüz Antalya İlinin 18 km. doğusunda, Kestros(Aksu) ile Katarraktes(Düden) nehirleri arasındadır.[1] Perge'deki ilk bilimsel kazılar, Ord.Prof.Dr. Arif Müfid Mansel başkanlığında 1946 yılında başlamıştır.
Kentin Batı Nekropolisindeki mezarlık caddesi ortaya çıkarılmış, Akropolis ve İyilk Belen tepelerinde  Artemis Pergaia Tapınağı araştırılmıştır. Bu kısa süreli araştırmadan sonra kazılara ara verilmiş, 1953-1957 yılları arasında Ord.Prof.Dr. Arif Müfid Mansel başkanlığında kapsamlı araştırmalar yürütülerek  Hellenistik Kuleler ve Sütunlu Cadde kazılmıştır.[2]
            Side'de yapılan kazılar nedeniyle verilen 10 yıllık aradan sonra 1967 yılında kazılar tekrar başlamış ve günümüze dek kesintisiz sürmüştür. Ord.Prof.Dr.Arif Müfid Mansel'in ölümünden sonra Perge Kazıları 1975-1986 yılları arasında Prof. Dr. Jale İnan tarafından yürütülmüştür. Bu dönemde Sütunlu Cadde, Tacitus Caddesi, Anıtsal Çeşme, Güney Hamamı ve Tiyatro sahne binası kazıları yapılmıştır. 1987 yılından beri Kazı Başkanlığını Prof.Dr. Haluk Abbasoğlu yürütmektedir. Son dönem kazıları kentin Akropolis'i, Batı Nekroplü, Konutlar ve Sütunlu Cadde'de yoğunlaşmıştır.[3]
            Roma İmparatorluk döneminde kentlerin birbirleriyle yarışırcasına, hem kamu hem de topluma açık yapıları heykellerle süslendiğini bilmekteyiz. Perge'de de kentin giriş kapılarının avlularını, tiyatronun sahne binasını, nymphaeumların fasadlarını, sütunlu caddelerini, agoralarını heykellerle süslendiği, 1946 yılından günümüze kadar yapılan kazı ve araştırmalarla ortaya çıkmıştır.[4]
            Roma Heykeltıraşlığı başlıca üç unsurdan oluşur: portreler, kabartmalar ve Yunan eserlerinin kopyalarının yapıldığı ideal heykeller. Portrelerde güdülen amaç; betimledikleri kişinin erdemlerini ve başarılarını yansıtmak, o kişiyi onurlandırmak, özellikler imparator portrelerinde imparatorun ve imparatorluğun propagandasını yapmak. Ayrıca ideal heykeller de heykeli yaptıran kişinin, Klasik Yunan eserlerine değer veren yüksek sanat zevkini yansıtmasına hizmet etmiştir.[5] Perge'de bulunmuş olan heykeller, portre heykeller ile tanrı, tanrıça ve mitolojik figürleri betimlemeyen, çoğu Yunan başyapıtlarının kopyaları olan ideal heykeller olmak üzere başlıca iki gruba ayrılabilir. Bu eserlerin çokluğundan ötürü, birkaç eseri inceleyeceğiz. Bunlar;  Perge Kazısı 1977 yılı çalışmaları sırasında Güney Hamamının Palestra'sında bulunan Hermes heykeli, 1968 yılı çalışmalarında Geç Dönem Kapısının avlusunda yapılan kazı sırası bulunan Nemesis heykeli[6], 1979 yılı Güney Hamamı, VI no.lu mekanın kazısında ortaya çıkarılan Trajan ve Hadrian heykelleridir.[7]

1- HERMES HEYKELİ
            Perge Kazısı 1977 çalışmaları sırasında Güney Hamamının Palestra'sında 10 parça halinde bulunan Hermes heykeli, yapılan konservasyonun ardından  bugün Antalya Müzesinde sergilenmektedir.[8](Resim 1.) Eser ince gözen ekli mermerden yapılmış olup, 1.62 m. yüksekliğindedir. Plinth yüksekliği 0.15 m., baş yüksekliği 0.23 m. dir. Başında kanatları, elinde kerykeion'u, ayaklarında kanatlı sandalları ile çıplak gencin Hermes'i betimlediği açıktır.[9]
            Sağ bacak dik açı oluşturacak şekilde dizden bükülerek yukarı kaldırılmıştır ve yüksekçe bir kayanın üzerinde duran kaplumbağanın üzerine basmaktadır. Sol bacağında sıkı sıkıya yere bastığı anlaşılmaktadır. Vücut öne, sağ uyluğunun üzerine doğru eğilmiş ve sola doğru burkulmuştur. Khamlys dolanmış olan sol kol, dirsekten bükülerek sağ uyluğun üzerine dayanmıştır ve ağırlığın bir kısmını sağ bacağa vermektedir. Broşla tutturulmuş olan khamlys kola dolandıktan sonra dirsek etrafında kabarık kıvrımlarla uyluğun üzerine yayılarak büyük bir kısmını örtmektedir fakat dizler açıkta kalmıştır. Buradan dikey ve şelale kıvrımlarla kayaya uzanmaktadır. Koruna gelmiş olan sol kol kerykeion'u tutuyor olmalıdır. Sağ kol hafif dirsekten bükülerek bacağın yanında hafif aşağı ve öne doğru uzanmıştır, sağ elin sandalların bağıyla meşgul olduğu anlaşılmaktadır. Baş sert bir hareketle sola çevrilmiş ve yukarı doğru kaldırılmıştır. Bakışlar yukarı doğru verilmiştir. Başın hareketi, vücudun eğimi ve burkulma hareketinden dolayı heykelin konturu yay biçimindedir.[10]

Resim 2
        Yukarıda tanımlanan heykelin, sandal bağlayan Hermes, Iason, Theseus, sandal bağlayan ya da çözen atlet veya Yunan ephebbos'u isimleriyle tanınan tipin yeni bir repliğini oluşturmaktadır.[11] Bugüne kadar koruna gelmiş repliklerden dördü, Kopenhag, Paris(Resim 2), Münih ve Vatikan tam durumda,[12] diğerleri baş, torso ve fragman halindedir.
            Bu heykelin kimi betimlediği, Paris ve Münih repliklerinin konservasyonunun tartışmalı oluşu, Lysippos'un mu yoksa öğrencilerinden birinin  mi yaptığı ve Hellenistik dönemde mi yaratıldığı gibi sorunlar nedeniyle, Perge'de bulunan bu heykel, tartışmanın ve problemlerin çözümünde önemli bir yere sahiptir.

Resim 3
Resim 4
           

Perge heykeline değin diğer bilinen repliklerin atribüleri bulunmadığından arkeologlar tarafından tipe çeşitli isimler verilmiştir. İlk tanınan Louvre repliğine , önceleri saban başından diktatörlüğe yükselen Cincinnatus'u betimlediği zannedilerek onun ismi verilmiş, sonrasında figürün bir ayağında sandal olduğu için Iason, Theseus mitosunda sandalların rol oynadığına dayanarak, onun adını,  sandal bağlayan bir genre figürü olduğu, silahlanan bir genci ya da bir atleti betimlediği gibi görüşler ileri sürülmüştür.[13] Bu tartışmalarla birlikte, Bizans yazarı Khristodoros'un İstanbul'da Lausos sarayında gördüğü Hermes heykeline ilişkin tanımı ve  bir Sybrita(Resim 4) ve Amastris(Resim 5) sikkesi, heykelin tanımlanmasında önemli rol oynamıştır.[14]
            Yunan orijinalleri hakkındaki bilgimiz çoğunlukla antik kaynak ve replik eleştirilerine dayanmaktadır. Üç esas replik aşırı onarımları nedeniyle tartışmalara yol açmıştır.[15] Perge repliğinin ortaya koyduğu ikonografi, bu açıdan önemlidir.
            Orijinal yapıtın yaratıcısı; baş, alın, gözlerin ve burnun şekillendirilmesi, saçların düzenlenmesi ve üslubu, boyunun, sırtın ve kasların işlenişi, vücut oranları, nazik yüzey işçiliği ile, özellikle sol kolun dirsekten bükülerek vücudun önünde dikdörtgen bir alan meydana getirmesi ve Lysippos'un Apoksyomenos'u ile büyük benzerlikler içinde oluşuyla, iki yapıtın  orijinalinin aynı sanatçının elinden çıktığını kanıtlar niteliktedir.[16]
           

2- NEMESİS HEYKELİ
Resim 5
            Perge kazısı 1968 çalışmalarında, Geç Dönem Kapısının avlusunda yapılan kazı sırasında bulunan kadın torso'su ilk raporda Aphrodite olarak yayınlanmış,[17] aynı yerde bulunan plinth'li bir heykel parçasının ise sol yanındaki grifondan dolayı Nemesis heykeline ait olduğu düşünülmüş, ancak sonrasında yapılan konservasyon çalışması ile bu iki parçanın birbirine uyduğu saptanmıştır.[18](Resim 5.)
            Tanrıça, kalçadan ince kuşakla sıkılmış ince ve saydam kumaştan vücudun şekillerini dışarı yansıtan uzun bir khiton giymiştir. Sağ omuzundan arkaya atılmış himation, sağ yandan dikey kıvrımlarla aşağı iner ve figüre fon oluşturur. Sol yandan himation dirsek hizasında öne çekilerek şimdi mevcut olmayan kolun aşağı kısmı üzerinden atılarak aşağıya sarkar. Bu bölüm grifonla birleşerek hem heykele bir destek meydana getirir, hem de bu yanda figüre bir fon oluşturur. Tanrıçanın ayaklarında tokyo türünden sandallar bulunmaktadır. Sağ kolunu yılan biçiminde bir bilezik süslemektedir. Mevcut olmayan sağ kolun aşağı kısmı dirsekten bükük olup sol göğse uzanıyordu. Giysi yakasının durumundan ve üzerindeki kalıntı izlerinden, tanrıçanın eli ile giysinin bu bölümünü ileriye doğru çektiği anlaşılıyor. Başı, önde uçları bir fiyonk halinde bağlanmış bir teniae süslemektedir. Vücut ağırlığını sol bacak taşımakta olup, bu yanda kalça eğimi abartılı bir şekilde dışarı taşkın gösterilmiştir. Hafif sağa çevrik baş, vücudun ''S'' şeklindeki ana eksenini vurgulamaktadır. Sakin duruşuna karşın, uzuvlarının hareketli oluşu esere canlılık verir.[19]
Resim 6
            Heykel, duruş şekli ve giysi kıvrımlarıyla Leningrad Ermitage Aphrodite'sini hatırlatır.[20](Resim 6.) İki yapıt arasındaki benzerlik aynı orijinale dayandıklarına kuşku bırakmayacak kadar büyüktür. Aralarındaki  fark, Perge heykelinin yanındaki grifon ve sağ eli ile giysi yakasını öne doğru çekmesidir. Nemesis'in Aphrodite tipinde göğsünün birini açıkta bırakan tasvirinin bir benzeri, Kremna ''Q'' yapısından ele geçmiştir.[21] Ayrıca 1979 yılı Perge Güney Hamamı[22] ve 1985 yılı tiyatro kazısında[23] olmak üzere,  aynı tipte iki küçük Nemesis heykeli daha bulunmuştur. Aslında bu tip Geç Hellenistik dönemde Aphrodite için yaratılmış olup, M.Ö. 5. yüzyılın ünlü heykeltıraşlarından Kallimakhos'un ''Venüs Genetrix'' adıyla tanınan Aphrodite'sine dayanmaktadır.[24]
            Yapıtın Antonninuslar döneminde ''Venüs Genetrix'' tipi Aphrodite'sinin variantı  ve eklektik bir eser olduğu, Praxsiteles ekolüne ait veya Geç Hellenistik dönemde ''Venüs Genetrix'' tipinin variantı olarak yapıldığı gibi çeşitli fikirler mevcuttur. J.İnan eseri Venüs Genetrix'' tipinin Geç Hellenistik dönem variantı olarak tanımlar, Bieber ise kalçadaki kuşaktan dolayı eserin Roma yapıtı olduğunu söylemektedir.[25]

3- TRAJAN HEYKELİ
Resim 7
            Perge Kazısı 1979 yılı Güney Hamamı, VI No.lu mekanın kuzey portiğinde yapılan kazı sırasında kırk iki parça halinde bulunmuştur.[26] Eser ince gözenekli beyaz mermerden yapılmış olup, 2.47 m. yüksekliğindedir. Plinth yüksekliği 0.18 m., plinth genişliği 1.21 m.dir.(Resim 7.)
            Adlocutio pozunda, zırhı, cingulumu ve paludamentumu ile komutan giysili, sağındaki Dacia personifikasyonu ile betimlenmiş olan Trajan heykelidir. Kolossaldır ve dikdörtgen bir plinth üzerinde durmaktadır. Sağ bacak taşıyıcı sol bacak ise serbesttir. Serbest bacak dizden bükülerek yana ve geriye atılmış, parmak ucuyla yere basmaktadır. Sağ bacağın arkasında destek yer almaktadır. Sağ kol yana açılmış ve dirsekten bükülerek öne uzatılmıştır. Sağ tarafında bir tropheumun önünde oturan Dacia personifikasyonu yer almaktadır. Trajan'ın dizlerinin hemen yukarısında sona eren bir tünika ve kaslı zırh giymiştir. Zırhın alt tarafı yuvarlak dilimler halinde bir sıra pterygesle sona ermektedir. Ortadaki pterygeste kanatları açık bir kartal ve iki yanında simetrik olarak aslan başı ve kartal bulunmaktadır. Pterygesin altında biri uzun diğeri kısa iki sıra uçlara püsküllü deri şerit sıralanmaktadır. Kollarda da iki sıra deri şerit ve tünikanın kollarının ucu görülmektedir. Sol omzuna attığı paludamentum sırtın sol tarafını örttükten sonra sol kolun altından öne getirilerek kolun üzerinden aşağıya sarkıtılmıştır. Zırhın göğüs levhası kabartma figürlerle bezelidir. Kanatlı şimşek demeti işlenmiş olan omuz atkılarının ucunda halka yer almaktadır. Göğüs levhasında üstte ortada kanatlı Medusa başı, ön ayaklarından birini ortalarındaki, üzerinde ateş yanan sunağa dayamış antithetik iki grifon, en altta bir akanthus çanağı ve çanaktan çıkarak iki yana doğru giden dallar yer almaktadır. Bele dolana cingulum grifonları keserek ortadaki sunakta düğümlenmiş ve uçları büyük fiyonklar meydana getirecek şekilde bağlanmıştır. Ayaklarında, şeritleri bilekte beş kez dolanarak altta ve üstte düğümlenmiş çizmeler vardır.[27]
            Başın arkasında ense desteği vardır. Hafif sağa dönük olan başta corona civica yer almaktadır. Çelengin altında, alında saçlar ''C'' biçimli, kulaklara doğru ''S'' biçimli tutamlar halinde başı çevrelemektedir. Alın dar, gözler badem biçimlidir. Üst göz kapakları kalındır. Burnun iki yanından dudak kenarlarına doğru inen iki çizgi vardır. Dudaklar ince ve gergindir. Dudakla çene arasında bir girinti vardır.[28]
            Dacia personifkasyonu tropheumun önünde sırtını dayamış olarak oturmaktadır. 3/4 profilden betimlenmiştir. Sağ dizinin üzerine çökmüş, sağ bacağını dizden bükerek geriye doğru uzatmış, sol bacağını hafif dizden bükerek sola doğru açmıştır. Sol ayağı Trajan'ın sağ ayağına değmektedir. Sol kol aşağıya uzatılmış, sol kol uyluğun üzerindedir. Pantolon ve göğüs altında kuşakla bağlanmış uzun kollu bir tünika giymiştir. Mantosu göğüs üzerinde broşla tutturulup arkaya atılmıştır. Baş, sola ve yukarıya; Trajan'a çevrilidir.  Saçları uzun dalgalı tutamlar halinde omuzlara dökülmektedir. Yüzünde yalvaran bir ifade vardır. Eser bu özellikleriyle M.S. 1.yüzyıl sonlarıyla, M.S. 2. yüzyıl başlarına tarihlendirilmektedir.[29]

4- ZIRHLI İMPARATOR(HADRİAN?) HEYKELİ
            Perge Kazısı 1979 yılı Güney Hamamı, VI No.lu mekanın kuzey portiğinde yapılan kazı sırasında çok kırıklı durumda bulunmuştur.[30] Eser ince gözenekli beyaz mermerden yapılmış olup, 2.55 m. yüksekliğindedir. Plinth yüksekliği 0.19 m., plinth genişliği 1.16 m.dir.(Resim 8.)
            Sağ bacak taşıyıcı sol bacak serbest olarak ayakta duran zırhlı imparator heykelidir. Kolossaldır. Serbest bacak dizden bükülerek yana ve geriye atılmıştır. Sağ bacak hurma ağacı gövdesi biçiminde bir desteğe dayalıdır. Sağ kalça hattı yukarıda ve dışarıdadır. Sağ kol hafif yana açılmış, dirsekten hafif bükülerek aşağıya uzatılmıştır. Elin parmakları yumruk biçiminde kapalıdır. Sol kol dirsekten bükülerek öne uzatılmıştır, elinde kılıcın kabzasını tutmaktadır. Sağ omuz aşağıda ve geride, sol omuz yukarıda ve öndedir.
            İmparator, dizlerin hemen yukarısında sona eren kısa bir tünika üzerine zırh giymiştir. Zırhın üzerinde sol omuzdan arkaya atılan paludamentum sol kolun altından öne getirilerek, sol ön kolun üzerinden aşağı sarkıtılmıştır. Zırhın alt kısmı kalça hattını takip etmektedir. Zırhın eteği yuvarlak dilimler halinde bir sıra pterygesle sona ermektedir. Pterygesler kabartma protomlarla bezelidir: ortada aslan başı, iki yanında simetrik olarak koç başı, panter başı ve rozet motifi yer almaktadır. Soldaki rozetin sağda simetriği yoktur. Pterygeslerin altında ve kollarda bir sıra uçları püsküllü deri bant sıralanmaktadır. Kollarda deri şeritlerin altından tünikanın kolları görülmektedir. Ayaklarda, ayak sırtı üzerinde üç çapraz bantlı ve bileğinde aslan postu olan çizmeler vardır.
            Zırhın göğüs levhası kabartma figürlerle bezelidir. Bezemesiz olan omuz atkılarının uçlarında bir halkanın ucunda bir fiyonk ve sarmaşık yaprağı biçimli bir öge sarkmaktadır. Göğüs levhasında üstte ortada bir Medusa başı, onun altında antithetik iki grifon, en altta da kanatları açık, başı sağa dönük bir kartal yer almaktadır. Cingulum grifonları keserek bele dolanmış ve büyük bir fiyonk yapılmıştır, fiyongun uçları cingulumun altına sıkıştırılmıştır. Zırhın omuz başlarında uçları sivri dalga motifli bir kısım yer almaktadır. Eser Antoninuslar dönemine tarihlendirilmektedir.[31]
           




[1] Pekman 1989, s.3,
[2] Abbasoğlu 2000, s. 241-247
[3] Akçay 2007, s.32
[4] Akçay 2007, s.1
[5] Akçay 2007, s.1
[6] Mansel 1968, s.95-103
[7] İnan 1980, s.6
[8] İnan 1979, s.397
[9] İnan a.g.e., s.398
[10] İnan a.g.e., s.398-399, Akçay 2007, s.128
[11] İnan a.g.e.
[12] Kopenhag repliği: A. Michaelis, Ancient Marbles in Great Britain(1882) 464 vdd. No.85; Paris Louvre repliği: W. Fröhner, Notice de la Sculpture Antique du Musee National du Louvre(1886) 210-211, No.183; Encyclopedie Photographique de Art TEL III(1938) 196; Münih Glyptothek'i repliği: Sieveking ve Weickert, Fünfzig Meisteruserke der Glyp. K. L. I.(1928) Lev.25; Roma Vatikan Repliği: Lippold, Vat. Kat. III, 2, 234 vd. Lev. 108.
[13] İnan a.g.e., s.401-402
[14] İnan a.g.e., s.404-406
[15] İnan a.g.e., s.407
[16] İnan a.g.e., s.413
[17] Mansel 1968, s.95.
[18] İnan 1990, s.240.
[19] İnan a.g.e.
[20] İnan a.g.e., s.241; O.Waldhauer, Die Skulpturen der Ermitage III(1936) 10, No.228, Lev. XI-XII
[21] İnan 1972, s.68, No.6, Lev. XXI, Res. 1
[22] İnan 1980, s.7
[23] İnan 1986, s.142, Res. 45
[24] İnan 1990, s.242
[25] İnan a.g.e., s.244
[26] İnan 1980, s.6
[27] Özdizbay 2007, s.117
[28] Özdizbay a.g.e., s.118
[29] Özdizbay a.g.e.
[30] İnan 1980, s.6
[31] Özdizbay a.g.e., s.119



2 comments:

  1. merhaba, antalya müzesinde bulunan perge hermes heykellerini çalışıyorum. "İnan 1980, İnan 1979" olarak verdiğiniz kaynakların tam adını öğrenebilir miyim.

    ReplyDelete
  2. İnan 1979: Jale İnan; Lysippos'un Sandal Bağlayan Hermes Heykeli,Belleten XLIII, Sayı 169-172, 1979, s. 397-413
    İnan 1980: Jale İnan; Perge Kazısı 1979 Çalışmaları, II. Kazı Sonuçları Toplantısı, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Ankara, 11-15 Şubat 1980, s.5-9.

    ReplyDelete