Home

Monday, October 27, 2014

İon Düzeni

            Klasik mimarlıkta kullanılan beş yapı düzeninden biridir. MÖ. VI.yy. civarında ortaya çıkmıştır. Temelden krepidomaya kadar olan kısmı dor düzeniyle aynıdır. Kaidenin altından sütunun üstüne kadar olan yükseklik, sütunun en alt kısmının çarpımının dokuz katı kadardır. İon düzeninde sütunlar stylobata değil, bir kaide üzerine otururlar. Sütun kaidesi yarım çap yüksekliğindedir. İki tip kaide mevcuttur.
1- Anadolu-İon Tipi: Plinthosun üzerinde çift trochilos ve bir torus sıralamasından oluşur.
2- Attika-İon Tipi: Yarım daire kesitli iki dışbükey(torus) ile bunların arasına yerleştirilmiş bir iç bükey(scotia) sıralamasından oluşur.
            Sütun gövdesi sekiz çap yüksekliğindedir. Üstünde yirmi dört yiv bulunur. İon sütununda, Dor sütununda bulunan enthasis yoktur.

Friday, October 10, 2014

Roma Duvar Örgü Teknikleri


Taşıyıcı kolon dizileri (colonnade) veya tamamen kesme taş duvarlar Roma işçiliğinde nadir olarak görülmektedir. Augustus Forumu’nu çevreleyen duvar kesme taş duvara güzel bir örnektir, Augustus dönemindeki küçük Hellenistik tapınaklarda (Forum’daki Castor Tapınağı gibi) örneklerine rastlanmaktadır.
Romalılar kesme taş yapımına pratik katkılarda da bulunmuşlardır. Örneğin her bir frizi birbirine bağlayarak, arasında yer aldığı her bir kolona yük tahliyesi yapan bir kemer gibi, arşitravdaki desteksiz açıklıktaki yükün bir kısmının taşınmasına yardımcı olmuşlardır. Bu dönemin en iyi duvarcılık örnekleri Suriye ve Provence’de (Fransa) bulunmaktadır.

Romalılar taş bloklar kullanacakları zaman en büyüklerini tercih ederlerdi, çünkü bu saygınlık taşın büyüklüğüne göre değerlendiriliyordu. Bu da büyüklüğün süsten daha etkileyici olduğunu göstermektedir. Kesme taş duvarlarda taşlar bazen harca yatırılır, bazense Yunan tarzında olduğu gibi birbirlerine kenetlenirdi. Yüzey genellikle düzgün ve pürüzsüz yapılırdı, fakat bazı hallerde kabartma görüntüsü verilirdi. Duvar örme teknikleri arasında;

a.Opus Caementicum
Opus caementicum aslında bir duvar tekniğinden çok antik çimento adı ile bilinen pozzolana , kum ve kireç karışımından oluşan duvar harcı malzemesi ile oluşturulmuş moloz dolgu duvarların genel adıdır.


Tuğlanın pahalı olmasından dolayı Romalılar kaplama yöntemlerine yönelmiştirler. Bu yüzden büyük yapılarda, ahşap kalıplar arasındaki boşluklar kırma taş ve adi kireç karışımıyla doldurulmuş, duvarlar dışarıdan kalın sıva ile sıvanmış ya da taş veya tuğla ile kaplanmıştır. Duvar kaplama yöntemlerinde farklı kaplama teknikleri görülür;

Wednesday, October 1, 2014

Unutulmuş Krallık: Antik Alalah'ta Arkeoloji ve Fotoğraf


Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi galerisinde açılan Unutulmuş Krallık: Antik Alalah'ta Arkeoloji ve Fotoğraf sergisinin kitabı yayımlandı.

Murat Akar ve Hélène Maloigne tarafından derlenen; sanat tarihi, arkeoloji ve fotoğraf kategorilerindeki kitap raflardaki yerini aldı.
Koç Üniversitesi Yayınları, yeni bir kitabı daha okurlara sunuyor. Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi'nde (ANAMED) düzenlenen sergi kapsamında hazırlanan Unutulmuş Krallık: Antik Alalah'ta Arkeoloji ve Fotoğraf / The Forgotten Kingdom: Archaeology and Photography at Ancient Alalakh adlı kitap İngilizce ve Türkçe olarak iki dilde yayımlandı. Kitap, Aççana Höyük, antik Alalah kentinde hem 1930 ve 1940'larda, hem de günümüzde yapılan kazılarda çekilmiş fotoğrafları arkeoloji, sanat tarihi ve fotoğraf meraklılarının ilgisine sunuluyor.

Wednesday, September 17, 2014

Denizlerimizde Tarih Yeniden Yazılıyor! 
Marmaris Hisarönü Körfezinde gerçekleştirilen su altı araştırmalarında Uluburun batığından daha eski bir batığa rastlandı.
 
Bakanlığımız izinleri ile 2005 yılından bu yana Ege ve Akdeniz kıyılarında Dokuz Eylül Üniversitesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Harun ÖZDAŞ başkanlığında gerçekleştirilen arkeolojik sualtı araştırmaları, 2014 yılında da Bakanlık Temsilcimizin katılımıyla Muğla ve Antalya İlleri kıyılarında gerçekleştirilmiştir.

Saturday, September 13, 2014



Likya Birliği’nin başkenti Patara’da Tepecik Akropolisi’nde yürütülen kazı çalışmaları sırasında, bu güne kadar Likya kıyı kentlerinin erken tarihine yönelik bilinen ve yazılanları değiştirecek özel buluntulara ulaşıldı.
Buluntular arasında en erkeni olan ve MÖ 3. binyıla tarihlenen figürin; ayrıca Likya Bölgesi’nde bilinen tek örnek olup, Patara’da daha önce de az sayıda olmasına rağmen çanak-çömlekle belgelenen Erken Tunç Çağı, bu figürinle yorumlanabilir bir boyuta ulaşarak Anadolu’nun iç kesim kültürleri ile öngörülen bağlantılar ortaya çıkmaya başladı.
Antalya İli, Perge Antik Kenti’nde Antalya Müzesi Müdürlüğü başkanlığında sürdürülen kazı çalışmalarında çok önemli ve benzersiz sayılabilecek heykeltıraşlık eserlerinin ortaya çıkarılmasına devam ediliyor.

Özellikle son iki yıldır artan çalışma gün sayısı ve ivme kazanan çalışmalar ile kentte yürütülen restorasyon çalışmaları yanında, göz kamaştıran heykeltıraşlık eserleri de Perge’nin ihtişamını ve sanatsal zenginliğini ortaya koyuyor.