Roma Duvar Örgü Teknikleri
Taşıyıcı kolon dizileri (colonnade) veya tamamen kesme taş duvarlar Roma işçiliğinde nadir olarak görülmektedir. Augustus Forumu’nu çevreleyen duvar kesme taş duvara güzel bir örnektir, Augustus dönemindeki küçük Hellenistik tapınaklarda (Forum’daki Castor Tapınağı gibi) örneklerine rastlanmaktadır.
Romalılar kesme taş yapımına pratik katkılarda da bulunmuşlardır. Örneğin her bir frizi birbirine bağlayarak, arasında yer aldığı her bir kolona yük tahliyesi yapan bir kemer gibi, arşitravdaki desteksiz açıklıktaki yükün bir kısmının taşınmasına yardımcı olmuşlardır. Bu dönemin en iyi duvarcılık örnekleri Suriye ve Provence’de (Fransa) bulunmaktadır.
Romalılar taş bloklar kullanacakları zaman en büyüklerini tercih ederlerdi, çünkü bu saygınlık taşın büyüklüğüne göre değerlendiriliyordu. Bu da büyüklüğün süsten daha etkileyici olduğunu göstermektedir. Kesme taş duvarlarda taşlar bazen harca yatırılır, bazense Yunan tarzında olduğu gibi birbirlerine kenetlenirdi. Yüzey genellikle düzgün ve pürüzsüz yapılırdı, fakat bazı hallerde kabartma görüntüsü verilirdi. Duvar örme teknikleri arasında;
a.Opus Caementicum
Opus caementicum aslında bir duvar tekniğinden çok antik çimento adı ile bilinen pozzolana , kum ve kireç karışımından oluşan duvar harcı malzemesi ile oluşturulmuş moloz dolgu duvarların genel adıdır.
Tuğlanın pahalı olmasından dolayı Romalılar kaplama yöntemlerine yönelmiştirler. Bu yüzden büyük yapılarda, ahşap kalıplar arasındaki boşluklar kırma taş ve adi kireç karışımıyla doldurulmuş, duvarlar dışarıdan kalın sıva ile sıvanmış ya da taş veya tuğla ile kaplanmıştır. Duvar kaplama yöntemlerinde farklı kaplama teknikleri görülür;
b. Opus Incertum
Kiklopik ve küçük taşlardan örülmüş düzensiz duvardır. Opus reticulatum’a göre daha kaba ve çirkin olmasına rağmen daha sağlamdır. Daha dayanıklı olması için en küçük boy taşardan yapılan duvar, kireç ya da kumla yapılmış bir harç ile sıvanırdı. Kullanılan taşlar yumuşak ve gözenekli oldukları için harcın nemini emerek onu kurutma olasılığı vardır. Fakat bol miktarda kireç ve kum kullanılırsa duvar daha fazla nem barındıracağından dolayı dayanıklılığını daha çabuk yitirmez. Molozun gözenekli oluşu zamanla harcın gücünü yitirmesine neden olur, bu yüzden duvardaki bağlayıcı malzemenin çökmesi ile duvarların derzleri açılır ve yapı parçalanarak yıkılır.
Kiklopik ve küçük taşlardan örülmüş düzensiz duvardır. Opus reticulatum’a göre daha kaba ve çirkin olmasına rağmen daha sağlamdır. Daha dayanıklı olması için en küçük boy taşardan yapılan duvar, kireç ya da kumla yapılmış bir harç ile sıvanırdı. Kullanılan taşlar yumuşak ve gözenekli oldukları için harcın nemini emerek onu kurutma olasılığı vardır. Fakat bol miktarda kireç ve kum kullanılırsa duvar daha fazla nem barındıracağından dolayı dayanıklılığını daha çabuk yitirmez. Molozun gözenekli oluşu zamanla harcın gücünü yitirmesine neden olur, bu yüzden duvardaki bağlayıcı malzemenin çökmesi ile duvarların derzleri açılır ve yapı parçalanarak yıkılır.
c. Opus Reticulatum
M.Ö. 1 yüzyıl ile M.S. 1. yüzyıl arasında Roma mimarlığında oldukça yaygın olarak kullanılmış duvar tekniğidir. Kaba taş kaplama olan opus reticulatum Augustus zamanında çok popülerdir. Bu yöntemde yaklaşık 3 inch kare piramidal (konik) taşların uç tarafı betona iyice yerleştirilir. Reticulate (ağ biçimli) olarak adlandırılan motifler kare şeklinde ya da baklava şeklini olabilmektedir. Her yöne döşenen ve yayılan yapısı nedeniyle çatlama olasılığı vardır. Görünümün daha iyi görünmesi ve daha dayanıklı olması için en küçük boy taşardan yapılırdı.
d.Opus Testaceum / LatericumOpus caementicum (beton) çekirdek yapısına sahip duvarların dış yüzlerinin tuğla ile kaplanmasıyla elde edilen duvar örgüsüdür. Düz, balıksırtı veya zigzag olan tipleri vardır. Turin’deki Augustus dönemi şehir duvarı, tuğla kaplı betona (opus tastaceum) en erken örnektir.
e. Opus Quadratum
Dikdörtgen prizması şeklinde taşların harç kullanılmadan örülmesiyle yapılan düzgün duvarların genel adıdır.
f.Opus Mixtum
Beton, tüf ya da kesme kare taş bloklardan oluşan duvar sırası üzerine bir ya da iki sıra tuğla, kesme taş ve küçük taş blokların yerleştirilmesi ile elde edilen duvar kaplamasıdır. Birçok örnekte Romalılar, kaplamada farklı malzemelerin düzgün karışımlarını kullanmışlardır. Bu metodun en güzel örnekleri Pompei’deki yapılarda görülebilir.
Bu farklı malzemelerin hepsi de betonla çok iyi birleşmiştir. Bir başka dış yüzey kaplama maddesi genelde sıvadır. Bunun dışında binalarda, bütçe elverirse, kaplama olarak çok pahalı mermer malzeme kullanılır, bunlar mermer plakalar halindedir.
Romalılar farklı malzemelerin birleştirmeye ve süslemelere yeterince önem vermişler, maddelerin doğal renklerini cilalamadan kullanmışlardır. Bir mezarda iki renkli tuğla, taş, terracotta ve mermer bir kemerde uygulamışlardır. İki tonda özel üretilmiş tuğlalar (kırmızı ve krem-meşin), sütunlarda, sütun başlıklarında ve saçakta, 2.yy’a ait Roma dışındaki Via Appica Antica’daki özel bir mezarda karşıtlık amaçlı kullanılmıştır.
Anadolu’daki Nysa antik kentindeki küçük beton bir kubbe işlenmiş tuğla ile kaplanmıştır. Buna rağmen bu işlenmiş tuğlalar, estetik kaplama malzemesi değil tamamen yapısal amaçlıdır. Taş ve tuğladan başka bronz da Romalıların kullandıkları kaplama malzemeleri arasında yer almaktadır.
Kaynak: S.demirel üni. arkeolojiye giriş ders notları.
http://www.arkeo-tr.com/roma-duvar-orme-ve-kaplama-yontemleri.html
Çördük, A., Yunan ve Roma Mimarisindeki Yapı Teknikleri, Yüksek Lisans Tezi, sf. 37-41,67-72, İzmir, 2006
No comments:
Post a Comment