R.M. Cook, GPP,
Erken
Protokorinth: 725-700
Orta
Protokorinth: 700-650
Geç
Protokorinth: 650-640
Geçiş
Devri: 640-625
Olgun
Hayvan Stili (625-550)
Erken:
625-600
Orta:
600-575
Geç:
575-550
İnsan
Figürlü Stil (625-550)
Erken
Korinth: 625-600
Orta
Korinth: 600-575
Geç
Korinth 575-550
H. Payne, PVM, 20:
Korinth
Geometrik üslubu: 9. ve 8. yüzyıllar
Erken
Orientalizan üslubu: 8. yüzyılın 2. yarısı
İlk
Siyah Figür üslubu: 7. yüzyılın ilk çeyreği
İkinci
Siyah Figür Üslubu: 7. yüzyılın ikinci çeyreği
Geç
Protokorinth üslubu: 7. yüzyılın üçüncü çeyreğinin başları.
Korinthe
geçiş üslubu: 7. yüzyıl 3. çereğinin sonları.
KORINTH GEÇ GEOMETRİĞİ VE ERKEN PROTO-KORİNTH (y.
730/720-690)
Geometrik
vazo süsleme üslubunun ana kenti Attika ile karşılaştırıldığında Korinth
atelyelerinin Geometrik üsluba pek fazla yatkın olmadıkları, bir başka deyişle,
bu üsluba fazla ısınamadıkları, bu atelyelerde üretilmiş Korinth Geometrik
çağını temsil eden kapların üzerlerindeki süslerden anlaşılmaktadır.
Korinth’teki Olgun Geometrik evrede bile, kapların hem biçimleri, hem de
üzerlerine yapılan geometrik süsler bunların taşralılığını açık bir biçimde
gösterir ve yukarıda ifade ettiğimiz yabansılığı kanıtlar. Öncelikle Korinth
Geometrik kaplarını bunların biçimleri açısından ele alırsak, bir kısmının
Attika’da üretilen benzerlerinden tümüyle ayrıldığını veya onların kötü birer
taklitleri olduğunu görürüz. Bu nedenle bazı Attik taklidi formlar yanında
Korinth atelyelerinde yaratılan ve bu evrede Attik atelyelerde görülmeyen bazı
yerel biçimleri temsil eden kaplar görmekteyiz. Bu bağlamda köken bakımından
Korinth’e özgü olan ve özellikle Orta Protokorinth döneminde fazlasıyla
yaygınlaşan Kotyle gibi, bazı yerel kap biçimlerini görmek olasıdır. Süsleme
açısından ele alındığında, yine benzer bir durumla karşılaşırız. Attika’dan
alınan bazı geometrik motiflere karşın Korinth Geometriğine özgü olan ve
Korinth geometriğinin kimliğini ortaya koyan yatay çizgilerin kabın gövdesini
kuşatması türü an ön plana çıkar. Bu yatay çizgilerin yapılış biçimleri de
Attik Geometriğinin yatay çizgilerinden farklıdır. Bu durum Korinth’te, 730/720
dolaylarında, ilk orientalizan motifler görülmeye başladığında, geometrik
üsluba ait motiflerin çok kısa bir zamanda ortadan kalkmasının, nedenini
oluşturmuştur. Bir başka deyişle bu atelyenin, bir taşralı olarak, Attik
Geometrik üsluba yabancı oluşu yeni bir üslubun, yani Orientalizan motiflerin
vazolar üzerinde görünmesinin asıl nedeninin bu olduğu söylenmelidir.
Erken
Protokorinth üslup evresine ait kapların en güzel örnekleri İtalya’da Cumae’de
ele geçmiştir.
ORTA PROTO-KORİNTH (y. 690-650)
1-
KAZIMA TEKNİĞİNİN KULLANILMASI
2-
MİTOLOJİDEN ALINMA KOMPOZİSYONLAR
Korinthli ustaların önce silüet olarak vazo üzerine süsleri yapması ve
sonra bunları sivri bir uçlu bir aletle kazıyarak ayrıntılarını vermesi, yani
siyah figür tekniği dediğimiz tekniği uygulaması bu evrede gerçekleşir. Böylece
kaplar pişirildikten sonra kendisi siyah ayrıntıları kırmızı renkte olan
figürlü ve diğer süslü sahneler ortaya çıkmıştı. Korinthli ustaların
yarattıkları bu teknik M.Ö. 7. yüzyılın sonlarına doğru Attikalı ustalar
tarafından kullanılmış ve aşağıda ele alacağımız siyah figürlü vazo süsleme
tekniği döneminin temelini oluşturmuştur. Korinthli ustalar kazıma
çizgiler yanında renk zenginliğini arttırmak üzere mor ve
beyaz boyayı da kullandılar.
Erken
Siyah Figür'de figürlerin çevresi gereksiz
yere kazınıyordu. Bununla metal işçiliğinin yakınlığı ve bunun Doğu'dan gelişi, bu yeni stil çizgi ve
kütlenin dengelenmesi olarak ortaya çıkar.
ESERLER:
Boston
Aryballosu: 1. Sfenks av. h. 5,2
cm. 675.
2.
Boston Aryballos 7,4 cm. Önceleri
Kentaur Savaşı, şimdi
Gigantomachia ilk mitolojik sahnelerden biri.
Figürlerin tasvirlerinde geometrik ögeler hakim. Orta Protokorinth'de
hayvanlar özellikle M.Ö. 7.yy.
2.çeyreği kullanıldığı, bazen de kullanılmadığını görüyoruz. Mc Millan
Aryballosu (y.6,8): British
Museum'dadır. İnsan figürlerinde bir gelişme söz konusudur. Ana sahnede on
sekiz Hoplit yer almıştır. Figürler firiz şeklinde
yapılmış olan bir bant üzerindeki gölge izlenimini uyandırmaktadır.
Perspektif kaygısı duyulmadan yapılmıştır. 650 dolaylarında figürler sıcak tonda kahve rengi ile boyanmaktadır. Bu
aryballostan biraz sonraya tarihlenen
Chigi Vazosu üzerinde figürlerin tasvirinde çok renkliliğin hakim olduğunu görmekteyiz.
Bunu da Aetolya'daki Thermon Calydon'da ele geçen çok
renkli boyalı metoplardan esinlendiği tahmin edilebilir.
Protokorinth Dönemi'nde tasvirler "minyatür stili" olarak adlandırılır. Ancak büyük ölçüde
figürlü örenkler de vardır. British Museum'daki Kotyle: 19cm. yüksekliğe sahip
olan kabın üzerinde tek figür olarak gördüğümüz 10cm.
yükseklikteki vücudu gerilmişkoşan köpek figürün grdüğümüz kazıma
çizgileri başarıyla verilmişolmasına rağmen; köpeğin başındaki çift
çizgi sanatkarın henüz böyle büyük kapları süslemeye alışık olmadığını
göstermektedir (650). Boyunun arkasında sarı boya ve
boğazında
mor boya kullanılmıştır. Bu dönemde de
aryballos, kotyle, oinochoe,ve pyxis
başlıca kap formlarındandır ve
hafif ovalleşme görülür.
GEÇ PROTOKORİNTH ve GEÇİŞ DÖNEMİ (650-640),(640-625)
Bu
dönemde hayvan figürlerinde bir değişiklik
görülmeye başlar. Bu dönem önce büyük sonra da uzun şekilli hayvalar
yaplmaya başlanmıştır ki , bu da ömceki dönemlerin minyatür stiline bir karşı
çıkış olarak yorumlandığı gibi, aynı zamanda geniş alanların büyük hayvan
figürleriyle doldurularak, boyalı vazo sanatında seri imalata doğru
gidilidiğinin bir kanıtı olarak da algılanabilir. Bu dönemde iç detaylarda
kazıma çizgiler artar Orta Protokorinth dönemin çokrenkliliğne katkıda bulunan
mor boya bu dönemde daha fazla
kullanılmağa başlar, ancak bu kez de kabalaşır. Doldurucu motifler de sahnede
yer alan hayvan figürleri kadar önem kazanır ve böylece vazo yüzünün dekoratif
görünümü daha da etkili duruma gelir. Bu dönemde daha kolay çizilen yeni
motifler doğar. Aslanın yerini panter alır. Uzun firizlerde üç hayvandan oluşan
bezemeler görülür: bir panter ve aslan arasında bir boğa frizi alışıldık bir
kompozisyon olur. Firizlerin iki veya
tek çizgiyle sınırlandırılması bu
safhada ortadan kalkar ve bunun yerine süs frizleri geniş, enli bir şerit ile sınırlandırılır. Bu enli
bşeritlerin üzerinde mor boya ile yapılmış daha ince şeritler ve bazı figürler
görülür. Bu figürler daha sonraları sarı ve en son döneminde beyaz ile boyanır.
İkinci derecedeki motifler de Siyah Figür Tekniği'ne adapte edilir.
Bu dönemde
ayrıca kap gövdelerinde figüratif olmaktan çok bezeme niteliği taşıyan balık
pulu motifi geniş bantlar oluşruracak biçimde özellikle kapalı kapların
üzerinde yaygınlaşır. Bu motif, olasılıkla bir pergel yardımıyla ve motifin
biçiminin ve bazı detaylarının kazınarak belirlenmesi, daha sonra da her
birinin değişmeli iç alanının mor ve
sarı veya beyaz boya ile doldurulması biçiminde düzenlenmiştir. Bu motife
özellikle olpe ve oinochoelerin omuz, boyun ve dudak kısımlarında sıkça
rastlanır. Bundan başka, özellikle aryballoslar üzerinde, yalnızca dış
çizgileri belirlenerek, içleri siyah, mor renklerle değişmeli olarak boyanmış
bitki süsleri de yaygındır. Bunların ve benzer diğer kapalı kapların omuzları
üzerinde, bu tür bitki motifleri yerine dil motifleri yapılmıştır bunlar bazan
mor olarak boyanmaktadır.
Geçiş döneminde hayvan üslubu zorlaşır. Spontan
figürler yerini standart olarak yinelenen tiplere bırakır.
Motiflerdeki bu denli değişiklikler aynı zamanda kap
biçimlerini de etkiler. Önceki safhalardaki bazı biçimlerde görülen
değişiklikler dışında, yeni kap biçimlerinin de ortaya çıktığını görüyoruz. En
yaygın biçimler arasında alabastron hala en baş yeri tutar. Yüzyılın
ortalarından biraz önce kökeni doğu olan alabastron biçimi ortaya çıkar.
Protokorinth tip basık ve birazcık yayvanlaştırılımız ağızlıdır. Geçiş
dönemiyle birlikte geniş düz dudak uyumlu duruma gelir, gövde incelir ve üretim
hızla artar. Eski sivri dipli arybaballoslar yanında yeni bir tip olarak
küresel aryballoslar ortaya çıkarlar. Bunların gövdeleri erken Protokorinth
aryballoslara yakınlık gösterirlerse de, şimdi geniş ağız kenarlı ve kaidesiz,
ancak kabın oturacağı düzlükte bir gövde altına sahip duruma gelir. Büyük
kaplar arasında olpe bu dönemin kabı olarak ortaya çıkar. q
Örnek: Olpe (Cook 11 A, Payne 31/ 2, 4) y. 27,5cm. (640-625): Kamiros’ta bulunmuştur.
Şimdi Oxford’da.
Örenk:
Olpe Chigi Vazosu Veii'de bulunmuş,
Villa Guilia Müzesi. y. 26,2 cm.(bu
eseri Arias’tan yazalım)
Bu
kapların omuz ve boyunlarında
ayrıca beyaz noktalı rozetler yapılmıştır. Bazi kaplar
tümüyle siyah monochrome stildedir.
Geçişdöneminde hayvan stili sertleşir. Bu dönemde Hitit aslanı yerini
Asur aslanına bırakır. Bu dönemde gene bol
olarak aryballoslar vardır. Aryballoslar uzar ve daralır (Priform tip).
Alabastron ise ilk defa 7. yüzyılın ortalarından
biraz önce ortaya çıkar. Protokarinth
form basık ve küçük ağızlıdır.
Geçiş döneminde gövde incelir, üretim artar. ıeni küresel aryballos da
yeniden ve Erken Dönem'e göre biraz şekil değiştirerek kullanılır. Büyük kaplar
arasında gövdesi alabastrona benzeyen
olpeler yenidir. Oinochoe de bu dönemde şekil değiştirir. ıeni
biçimde genişyüksek karınlı ve basık boyunludur. Bu
tip, olgun hayvan stilinde daha
fazla kullanılır. Bu dönemde ayrıca,
düz dipli oinochoeler, konik oinochoeler, kotyle ve yanları
konkav olan pyxis devam eder.
KORINTH ÜSLUBU: (625-550)
M.Ö. 7. yüzyılın son çeyreinde
Olgun Hayvan Stili (625-550)
Erken:
625-600
Orta:
600-575
Geç:
575-550
M.Ö. 7. yüzyılın sonlarında P.korinth üslubu izleyen
evrede Korinthli ustalar hala hayvan frizlerinden oluşan üslup özelliklerini
korumaktadırlar. 640-625 yıllarını kapsayan “geçiş dönemi” evresinde daha büyük
ve daha uzun hayvan figürlerini yapımı eğilimi bnaşlamıştır. Ayrıca kazıma
çizgilerin ve mor boyamaların oluşturduğu ayrıntılar yoğunluk kazanırken, aynı
zamanda kabalaşmağa başlamıştır. Hayvan motifleri arasında aslanın yerini
panther almıştır. Ayrıca nokta rozetler standartlaşmıştır. Bundan sonra vazo
üzerinde bu türden doldurucu motifler hayvan figürleri kadar yer işgal
etmektedirler.
OLGUN HAYVAN STİLİ ( 625-550 )
Yaban
Keçisi Stili
Daha
önce bu stilin, daha çok doğuda imal
edildiinden söz etmiştik ve Rodos'un bu imalatın en önemli merkezi olduğuna değinmiştik. Bunun yanında Batı
Anadalu'da Ionia'da bazı merkezlerde bu stilin yerli yapım örnekleri de ele
geçmiştir. Bu merkezlerin başında
Ephesos, Milethos, Smyrna gelmektedir.
Ancak bunların da Rodos'ta yapılan kaplardan stil ve kompozisyon açısından ayrıldığını belirtmemiz gerekir.
Aynı
stilin örneklerine Antakya yakınındaki Al Mina, Mısır'da Naukratis ve Karadeniz
Kıyılarında Sinop, Olbia gibi
merekezlerde, de rastlanır. Bunlar da yine Roos ıaban Keçisi Stili'nden
ayrılarak, daha çok Batı Anadolu'da üretilen kapların stillerine uygunluk gösterir.
Yaban
Keçisi Stilindeki kap parçaları Xanthos, Kelenderis, Meydancıkkale Mersin
Yümüktepe ve Tarsus'ta da ele
geçmiştir. Bunun yanında Kıbrıs'da da küçük parçalar halinde bulunmuştur.
No comments:
Post a Comment