Perge
günümüz Antalya İlinin 18 km. doğusunda, Kestros(Aksu) ile Katarraktes(Düden)
nehirleri arasındadır.[1]
Perge'deki ilk bilimsel kazılar, Ord.Prof.Dr. Arif Müfid Mansel başkanlığında
1946 yılında başlamıştır.
Kentin Batı Nekropolisindeki mezarlık caddesi ortaya çıkarılmış, Akropolis ve İyilk Belen tepelerinde Artemis Pergaia Tapınağı araştırılmıştır. Bu kısa süreli araştırmadan sonra kazılara ara verilmiş, 1953-1957 yılları arasında Ord.Prof.Dr. Arif Müfid Mansel başkanlığında kapsamlı araştırmalar yürütülerek Hellenistik Kuleler ve Sütunlu Cadde kazılmıştır.[2]
Kentin Batı Nekropolisindeki mezarlık caddesi ortaya çıkarılmış, Akropolis ve İyilk Belen tepelerinde Artemis Pergaia Tapınağı araştırılmıştır. Bu kısa süreli araştırmadan sonra kazılara ara verilmiş, 1953-1957 yılları arasında Ord.Prof.Dr. Arif Müfid Mansel başkanlığında kapsamlı araştırmalar yürütülerek Hellenistik Kuleler ve Sütunlu Cadde kazılmıştır.[2]
Side'de yapılan kazılar nedeniyle
verilen 10 yıllık aradan sonra 1967 yılında kazılar tekrar başlamış ve günümüze
dek kesintisiz sürmüştür. Ord.Prof.Dr.Arif Müfid Mansel'in ölümünden sonra
Perge Kazıları 1975-1986 yılları arasında Prof. Dr. Jale İnan tarafından
yürütülmüştür. Bu dönemde Sütunlu Cadde, Tacitus Caddesi, Anıtsal Çeşme, Güney
Hamamı ve Tiyatro sahne binası kazıları yapılmıştır. 1987 yılından beri Kazı
Başkanlığını Prof.Dr. Haluk Abbasoğlu yürütmektedir. Son dönem kazıları kentin
Akropolis'i, Batı Nekroplü, Konutlar ve Sütunlu Cadde'de yoğunlaşmıştır.[3]
Roma İmparatorluk döneminde
kentlerin birbirleriyle yarışırcasına, hem kamu hem de topluma açık yapıları
heykellerle süslendiğini bilmekteyiz. Perge'de de kentin giriş kapılarının
avlularını, tiyatronun sahne binasını, nymphaeumların fasadlarını, sütunlu caddelerini,
agoralarını heykellerle süslendiği, 1946 yılından günümüze kadar yapılan kazı
ve araştırmalarla ortaya çıkmıştır.[4]
Roma Heykeltıraşlığı başlıca üç
unsurdan oluşur: portreler, kabartmalar ve Yunan eserlerinin kopyalarının
yapıldığı ideal heykeller. Portrelerde güdülen amaç; betimledikleri kişinin
erdemlerini ve başarılarını yansıtmak, o kişiyi onurlandırmak, özellikler
imparator portrelerinde imparatorun ve imparatorluğun propagandasını yapmak.
Ayrıca ideal heykeller de heykeli yaptıran kişinin, Klasik Yunan eserlerine
değer veren yüksek sanat zevkini yansıtmasına hizmet etmiştir.[5]
Perge'de bulunmuş olan heykeller, portre heykeller ile tanrı, tanrıça ve
mitolojik figürleri betimlemeyen, çoğu Yunan başyapıtlarının kopyaları olan
ideal heykeller olmak üzere başlıca iki gruba ayrılabilir. Bu eserlerin
çokluğundan ötürü, birkaç eseri inceleyeceğiz. Bunlar; Perge Kazısı 1977 yılı çalışmaları sırasında
Güney Hamamının Palestra'sında bulunan Hermes heykeli, 1968 yılı çalışmalarında
Geç Dönem Kapısının avlusunda yapılan kazı sırası bulunan Nemesis heykeli[6],
1979 yılı Güney Hamamı, VI no.lu mekanın kazısında ortaya çıkarılan Trajan ve
Hadrian heykelleridir.[7]
1- HERMES HEYKELİ
Perge
Kazısı 1977 çalışmaları sırasında Güney Hamamının Palestra'sında 10 parça
halinde bulunan Hermes heykeli, yapılan konservasyonun ardından bugün Antalya Müzesinde sergilenmektedir.[8](Resim
1.) Eser ince gözen ekli mermerden yapılmış olup, 1.62 m. yüksekliğindedir.
Plinth yüksekliği 0.15 m., baş yüksekliği 0.23 m. dir. Başında kanatları,
elinde kerykeion'u, ayaklarında kanatlı sandalları ile çıplak gencin Hermes'i
betimlediği açıktır.[9]
Sağ bacak dik açı oluşturacak
şekilde dizden bükülerek yukarı kaldırılmıştır ve yüksekçe bir kayanın üzerinde
duran kaplumbağanın üzerine basmaktadır. Sol bacağında sıkı sıkıya yere bastığı
anlaşılmaktadır. Vücut öne, sağ uyluğunun üzerine doğru eğilmiş ve sola doğru
burkulmuştur. Khamlys dolanmış olan sol kol, dirsekten bükülerek sağ uyluğun
üzerine dayanmıştır ve ağırlığın bir kısmını sağ bacağa vermektedir. Broşla
tutturulmuş olan khamlys kola dolandıktan sonra dirsek etrafında kabarık
kıvrımlarla uyluğun üzerine yayılarak büyük bir kısmını örtmektedir fakat
dizler açıkta kalmıştır. Buradan dikey ve şelale kıvrımlarla kayaya
uzanmaktadır. Koruna gelmiş olan sol kol kerykeion'u tutuyor olmalıdır. Sağ kol
hafif dirsekten bükülerek bacağın yanında hafif aşağı ve öne doğru uzanmıştır,
sağ elin sandalların bağıyla meşgul olduğu anlaşılmaktadır. Baş sert bir
hareketle sola çevrilmiş ve yukarı doğru kaldırılmıştır. Bakışlar yukarı doğru
verilmiştir. Başın hareketi, vücudun eğimi ve burkulma hareketinden dolayı
heykelin konturu yay biçimindedir.[10]
Resim 2 |
Yukarıda tanımlanan heykelin, sandal
bağlayan Hermes, Iason, Theseus, sandal bağlayan ya da çözen atlet veya Yunan
ephebbos'u isimleriyle tanınan tipin yeni bir repliğini oluşturmaktadır.[11]
Bugüne kadar koruna gelmiş repliklerden dördü, Kopenhag, Paris(Resim 2), Münih ve Vatikan tam durumda,[12]
diğerleri baş, torso ve fragman halindedir.
Bu heykelin kimi betimlediği, Paris
ve Münih repliklerinin konservasyonunun tartışmalı oluşu, Lysippos'un mu yoksa
öğrencilerinden birinin mi yaptığı ve Hellenistik
dönemde mi yaratıldığı gibi sorunlar nedeniyle, Perge'de bulunan bu heykel,
tartışmanın ve problemlerin çözümünde önemli bir yere sahiptir.
Resim 3 |
Resim 4 |
Perge heykeline değin diğer bilinen
repliklerin atribüleri bulunmadığından arkeologlar tarafından tipe çeşitli isimler
verilmiştir. İlk tanınan Louvre repliğine , önceleri saban başından
diktatörlüğe yükselen Cincinnatus'u betimlediği zannedilerek onun ismi
verilmiş, sonrasında figürün bir ayağında sandal olduğu için Iason, Theseus
mitosunda sandalların rol oynadığına dayanarak, onun adını, sandal bağlayan bir genre figürü olduğu,
silahlanan bir genci ya da bir atleti betimlediği gibi görüşler ileri
sürülmüştür.[13]
Bu tartışmalarla birlikte, Bizans yazarı Khristodoros'un İstanbul'da Lausos
sarayında gördüğü Hermes heykeline ilişkin tanımı ve bir Sybrita(Resim 4) ve Amastris(Resim 5)
sikkesi, heykelin tanımlanmasında önemli rol oynamıştır.[14]
Yunan orijinalleri hakkındaki
bilgimiz çoğunlukla antik kaynak ve replik eleştirilerine dayanmaktadır. Üç
esas replik aşırı onarımları nedeniyle tartışmalara yol açmıştır.[15]
Perge repliğinin ortaya koyduğu ikonografi, bu açıdan önemlidir.
Orijinal yapıtın yaratıcısı; baş,
alın, gözlerin ve burnun şekillendirilmesi, saçların düzenlenmesi ve üslubu,
boyunun, sırtın ve kasların işlenişi, vücut oranları, nazik yüzey işçiliği ile,
özellikle sol kolun dirsekten bükülerek vücudun önünde dikdörtgen bir alan
meydana getirmesi ve Lysippos'un Apoksyomenos'u ile büyük benzerlikler içinde
oluşuyla, iki yapıtın orijinalinin aynı
sanatçının elinden çıktığını kanıtlar niteliktedir.[16]
2- NEMESİS HEYKELİ
Resim 5 |
Perge
kazısı 1968 çalışmalarında, Geç Dönem Kapısının avlusunda yapılan kazı
sırasında bulunan kadın torso'su ilk raporda Aphrodite olarak yayınlanmış,[17]
aynı yerde bulunan plinth'li bir heykel parçasının ise sol yanındaki grifondan
dolayı Nemesis heykeline ait olduğu düşünülmüş, ancak sonrasında yapılan
konservasyon çalışması ile bu iki parçanın birbirine uyduğu saptanmıştır.[18](Resim 5.)
Tanrıça, kalçadan ince kuşakla
sıkılmış ince ve saydam kumaştan vücudun şekillerini dışarı yansıtan uzun bir
khiton giymiştir. Sağ omuzundan arkaya atılmış himation, sağ yandan dikey
kıvrımlarla aşağı iner ve figüre fon oluşturur. Sol yandan himation dirsek
hizasında öne çekilerek şimdi mevcut olmayan kolun aşağı kısmı üzerinden
atılarak aşağıya sarkar. Bu bölüm grifonla birleşerek hem heykele bir destek
meydana getirir, hem de bu yanda figüre bir fon oluşturur. Tanrıçanın
ayaklarında tokyo türünden sandallar bulunmaktadır. Sağ kolunu yılan biçiminde
bir bilezik süslemektedir. Mevcut olmayan sağ kolun aşağı kısmı dirsekten bükük
olup sol göğse uzanıyordu. Giysi yakasının durumundan ve üzerindeki kalıntı
izlerinden, tanrıçanın eli ile giysinin bu bölümünü ileriye doğru çektiği
anlaşılıyor. Başı, önde uçları bir fiyonk halinde bağlanmış bir teniae
süslemektedir. Vücut ağırlığını sol bacak taşımakta olup, bu yanda kalça eğimi
abartılı bir şekilde dışarı taşkın gösterilmiştir. Hafif sağa çevrik baş,
vücudun ''S'' şeklindeki ana eksenini vurgulamaktadır. Sakin duruşuna karşın,
uzuvlarının hareketli oluşu esere canlılık verir.[19]
Resim 6 |
Heykel, duruş şekli ve giysi
kıvrımlarıyla Leningrad Ermitage Aphrodite'sini hatırlatır.[20](Resim 6.) İki yapıt arasındaki benzerlik aynı orijinale dayandıklarına kuşku
bırakmayacak kadar büyüktür. Aralarındaki
fark, Perge heykelinin yanındaki grifon ve sağ eli ile giysi yakasını
öne doğru çekmesidir. Nemesis'in Aphrodite tipinde göğsünün birini açıkta
bırakan tasvirinin bir benzeri, Kremna ''Q'' yapısından ele geçmiştir.[21] Ayrıca 1979 yılı Perge Güney Hamamı[22] ve 1985 yılı tiyatro kazısında[23]
olmak üzere, aynı tipte iki küçük
Nemesis heykeli daha bulunmuştur. Aslında bu tip Geç Hellenistik dönemde
Aphrodite için yaratılmış olup, M.Ö. 5. yüzyılın ünlü heykeltıraşlarından
Kallimakhos'un ''Venüs Genetrix'' adıyla tanınan Aphrodite'sine dayanmaktadır.[24]
Yapıtın Antonninuslar döneminde
''Venüs Genetrix'' tipi Aphrodite'sinin variantı ve eklektik bir eser olduğu, Praxsiteles
ekolüne ait veya Geç Hellenistik dönemde ''Venüs Genetrix'' tipinin variantı
olarak yapıldığı gibi çeşitli fikirler mevcuttur. J.İnan eseri Venüs Genetrix''
tipinin Geç Hellenistik dönem variantı olarak tanımlar, Bieber ise kalçadaki
kuşaktan dolayı eserin Roma yapıtı olduğunu söylemektedir.[25]
3- TRAJAN HEYKELİ
Resim 7 |
Perge
Kazısı 1979 yılı Güney Hamamı, VI No.lu mekanın kuzey portiğinde yapılan kazı
sırasında kırk iki parça halinde bulunmuştur.[26]
Eser ince gözenekli beyaz mermerden yapılmış olup, 2.47 m. yüksekliğindedir.
Plinth yüksekliği 0.18 m., plinth genişliği 1.21 m.dir.(Resim 7.)
Adlocutio pozunda, zırhı, cingulumu
ve paludamentumu ile komutan giysili, sağındaki Dacia personifikasyonu ile
betimlenmiş olan Trajan heykelidir. Kolossaldır ve dikdörtgen bir plinth
üzerinde durmaktadır. Sağ bacak taşıyıcı sol bacak ise serbesttir. Serbest
bacak dizden bükülerek yana ve geriye atılmış, parmak ucuyla yere basmaktadır.
Sağ bacağın arkasında destek yer almaktadır. Sağ kol yana açılmış ve dirsekten
bükülerek öne uzatılmıştır. Sağ tarafında bir tropheumun önünde oturan Dacia
personifikasyonu yer almaktadır. Trajan'ın dizlerinin hemen yukarısında sona
eren bir tünika ve kaslı zırh giymiştir. Zırhın alt tarafı yuvarlak dilimler
halinde bir sıra pterygesle sona ermektedir. Ortadaki pterygeste kanatları açık
bir kartal ve iki yanında simetrik olarak aslan başı ve kartal bulunmaktadır.
Pterygesin altında biri uzun diğeri kısa iki sıra uçlara püsküllü deri şerit
sıralanmaktadır. Kollarda da iki sıra deri şerit ve tünikanın kollarının ucu
görülmektedir. Sol omzuna attığı paludamentum sırtın sol tarafını örttükten
sonra sol kolun altından öne getirilerek kolun üzerinden aşağıya
sarkıtılmıştır. Zırhın göğüs levhası kabartma figürlerle bezelidir. Kanatlı
şimşek demeti işlenmiş olan omuz atkılarının ucunda halka yer almaktadır. Göğüs
levhasında üstte ortada kanatlı Medusa başı, ön ayaklarından birini
ortalarındaki, üzerinde ateş yanan sunağa dayamış antithetik iki grifon, en
altta bir akanthus çanağı ve çanaktan çıkarak iki yana doğru giden dallar yer
almaktadır. Bele dolana cingulum grifonları keserek ortadaki sunakta
düğümlenmiş ve uçları büyük fiyonklar meydana getirecek şekilde bağlanmıştır.
Ayaklarında, şeritleri bilekte beş kez dolanarak altta ve üstte düğümlenmiş
çizmeler vardır.[27]
Başın arkasında ense desteği vardır.
Hafif sağa dönük olan başta corona civica yer almaktadır. Çelengin altında,
alında saçlar ''C'' biçimli, kulaklara doğru ''S'' biçimli tutamlar halinde
başı çevrelemektedir. Alın dar, gözler badem biçimlidir. Üst göz kapakları
kalındır. Burnun iki yanından dudak kenarlarına doğru inen iki çizgi vardır.
Dudaklar ince ve gergindir. Dudakla çene arasında bir girinti vardır.[28]
Dacia personifkasyonu tropheumun
önünde sırtını dayamış olarak oturmaktadır. 3/4 profilden betimlenmiştir. Sağ
dizinin üzerine çökmüş, sağ bacağını dizden bükerek geriye doğru uzatmış, sol
bacağını hafif dizden bükerek sola doğru açmıştır. Sol ayağı Trajan'ın sağ
ayağına değmektedir. Sol kol aşağıya uzatılmış, sol kol uyluğun üzerindedir.
Pantolon ve göğüs altında kuşakla bağlanmış uzun kollu bir tünika giymiştir.
Mantosu göğüs üzerinde broşla tutturulup arkaya atılmıştır. Baş, sola ve
yukarıya; Trajan'a çevrilidir. Saçları
uzun dalgalı tutamlar halinde omuzlara dökülmektedir. Yüzünde yalvaran bir
ifade vardır. Eser bu özellikleriyle M.S. 1.yüzyıl sonlarıyla, M.S. 2. yüzyıl
başlarına tarihlendirilmektedir.[29]
4- ZIRHLI İMPARATOR(HADRİAN?)
HEYKELİ
Perge Kazısı 1979 yılı Güney Hamamı,
VI No.lu mekanın kuzey portiğinde yapılan kazı sırasında çok kırıklı durumda
bulunmuştur.[30]
Eser ince gözenekli beyaz mermerden yapılmış olup, 2.55 m. yüksekliğindedir.
Plinth yüksekliği 0.19 m., plinth genişliği 1.16 m.dir.(Resim 8.)
Sağ bacak taşıyıcı sol bacak serbest
olarak ayakta duran zırhlı imparator heykelidir. Kolossaldır. Serbest bacak
dizden bükülerek yana ve geriye atılmıştır. Sağ bacak hurma ağacı gövdesi
biçiminde bir desteğe dayalıdır. Sağ kalça hattı yukarıda ve dışarıdadır. Sağ
kol hafif yana açılmış, dirsekten hafif bükülerek aşağıya uzatılmıştır. Elin
parmakları yumruk biçiminde kapalıdır. Sol kol dirsekten bükülerek öne
uzatılmıştır, elinde kılıcın kabzasını tutmaktadır. Sağ omuz aşağıda ve geride,
sol omuz yukarıda ve öndedir.
İmparator,
dizlerin hemen yukarısında sona eren kısa bir tünika üzerine zırh giymiştir.
Zırhın üzerinde sol omuzdan arkaya atılan paludamentum sol kolun altından öne
getirilerek, sol ön kolun üzerinden aşağı sarkıtılmıştır. Zırhın alt kısmı
kalça hattını takip etmektedir. Zırhın eteği yuvarlak dilimler halinde bir sıra
pterygesle sona ermektedir. Pterygesler kabartma protomlarla bezelidir: ortada
aslan başı, iki yanında simetrik olarak koç başı, panter başı ve rozet motifi
yer almaktadır. Soldaki rozetin sağda simetriği yoktur. Pterygeslerin altında
ve kollarda bir sıra uçları püsküllü deri bant sıralanmaktadır. Kollarda deri
şeritlerin altından tünikanın kolları görülmektedir. Ayaklarda, ayak sırtı
üzerinde üç çapraz bantlı ve bileğinde aslan postu olan çizmeler vardır.
Zırhın
göğüs levhası kabartma figürlerle bezelidir. Bezemesiz olan omuz atkılarının
uçlarında bir halkanın ucunda bir fiyonk ve sarmaşık yaprağı biçimli bir öge
sarkmaktadır. Göğüs levhasında üstte ortada bir Medusa başı, onun altında
antithetik iki grifon, en altta da kanatları açık, başı sağa dönük bir kartal
yer almaktadır. Cingulum grifonları keserek bele dolanmış ve büyük bir fiyonk
yapılmıştır, fiyongun uçları cingulumun altına sıkıştırılmıştır. Zırhın omuz
başlarında uçları sivri dalga motifli bir kısım yer almaktadır. Eser
Antoninuslar dönemine tarihlendirilmektedir.[31]
[1] Pekman
1989, s.3,
[2]
Abbasoğlu 2000, s. 241-247
[3] Akçay
2007, s.32
[4] Akçay
2007, s.1
[5] Akçay
2007, s.1
[6] Mansel
1968, s.95-103
[7] İnan
1980, s.6
[8] İnan
1979, s.397
[9] İnan
a.g.e., s.398
[10] İnan
a.g.e., s.398-399, Akçay 2007, s.128
[11] İnan
a.g.e.
[12]
Kopenhag repliği: A. Michaelis, Ancient Marbles in Great Britain(1882) 464 vdd.
No.85; Paris Louvre repliği: W. Fröhner, Notice de la Sculpture Antique du
Musee National du Louvre(1886) 210-211, No.183; Encyclopedie Photographique de
Art TEL III(1938) 196; Münih Glyptothek'i repliği: Sieveking ve Weickert,
Fünfzig Meisteruserke der Glyp. K. L. I.(1928) Lev.25; Roma Vatikan Repliği:
Lippold, Vat. Kat. III, 2, 234 vd. Lev. 108.
[13] İnan
a.g.e., s.401-402
[14] İnan
a.g.e., s.404-406
[15] İnan
a.g.e., s.407
[16] İnan a.g.e.,
s.413
[17] Mansel
1968, s.95.
[18] İnan
1990, s.240.
[19] İnan
a.g.e.
[20] İnan
a.g.e., s.241; O.Waldhauer, Die Skulpturen der Ermitage III(1936) 10, No.228,
Lev. XI-XII
[21] İnan
1972, s.68, No.6, Lev. XXI, Res. 1
[22] İnan
1980, s.7
[23] İnan
1986, s.142, Res. 45
[24] İnan
1990, s.242
[25] İnan
a.g.e., s.244
[26] İnan
1980, s.6
[27]
Özdizbay 2007, s.117
[28]
Özdizbay a.g.e., s.118
[29]
Özdizbay a.g.e.
[30] İnan
1980, s.6
merhaba, antalya müzesinde bulunan perge hermes heykellerini çalışıyorum. "İnan 1980, İnan 1979" olarak verdiğiniz kaynakların tam adını öğrenebilir miyim.
ReplyDeleteİnan 1979: Jale İnan; Lysippos'un Sandal Bağlayan Hermes Heykeli,Belleten XLIII, Sayı 169-172, 1979, s. 397-413
ReplyDeleteİnan 1980: Jale İnan; Perge Kazısı 1979 Çalışmaları, II. Kazı Sonuçları Toplantısı, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Ankara, 11-15 Şubat 1980, s.5-9.