''OPUS SECTİLE''
Opus Sectile
Roma Dönemi'nde kamuya açık ve özel
yapılarda döşeme ve duvar dekorasyonunda genelde üç ayrı uygulama
görülmektedir. Bu uygulamalar;
1.Büyük
mermer levhalar(inkrustasyon)
2.Mozaik
Çeşitli geometrik formlarda
kesilmiş, küçük boyutlarda ve değişik kalınlıklardaki mermer levhalardan oluşan
bir mozaiğe antik dönemde opus sectile marnoreum
denmiştir. Tabulae sectiles(opus sectile), inkrustasyon plakaların özel bir
türüdür. Opus sectile, küçük kesilmiş renkli mermer levhaların(üçgenden çokgene
ve dairete kadar olan bütün formlar) motif oluşturacak şekilde bir araya
getirilmesiyle oluşturulur. Opus sectile kendi içerisinde geometrik ve figürlü
olmak üzere iki gruba ayrılır. Fakat Ephesos St. John Kilisesi'nin
Skeuophylakion kuzey doğu köşesinde ortaya çıkarılan opus sectile döşeme ve
Pompei Casa dell'Efebo'daki döşeme, üçüncü grup olan türe floral türe ait
olmalıdır.
a-Figürlü Opus Sectile /
Inkrustasyon / Kakma
Figürlü
opus sectile'de önceden çizilmiş olan insan ve hayvan figürlerinin konturlarına
göre kesilerek farklı renkte plakalarla aynı şekilde bir tasviri taklit etme
yolu aranmıştır. Bu özellikle Cladius(İ.S. 41-54) ve Neron(İ.S. 54-68) dönemine
özgü(çiçek figürlü) kakma tarzıdır. Figürlü kompozisyon kakma tekniği ile
kolayca elde edilir. Anatomik ve elbise özelliklerini modellendirmek ve
renklendirmek, ışık gölge etkisini, elbise kıvrımlarını elde etmek mümkündür.
Kakma bezeme ile ilgili olan bu teknik, temel birimi tessara olan gerçek
mozaikle karıştırılmamalıdır. Mermer işçiliğinde, figürlü opus sectile, figürlü
inkrustasyon ve figürlü kakma her zaman aynı tekniği ifade ediyor olmasına
rağmen sanki farklı bir tekniği ifade ediyormuş gibi kullanılmaktadır.
Figürlü kakmalar Roma dekorasyon
sanatında büyük önem taşır. Bu teknikte, insan figürlerine, Roma'da Domus
sarayı Nymphaeumu'nun duvar kakmalarında rastlamaktayız. Burada, kakma ile
yapılmış tıknaz dört erkek vücuduna ait parçalar ve beş tane baş bulunmuştur.
Olasılıkla bunlar bir ve aynı dekorasyon düzenlemesine aittir. Hayvan figürleri
ve maskelerde Roma sanatında sevilerek kullanılmıştır.
b- Geometrik Opus Sectile
Geometrik
formlu opus sectile'de, döşemeler için daireler, üçgenler, dikdörtgenler, kareler,
eşkenar dörtgenler, altıgenler, ve sekizgenler, duvarlar için yapay kaplama
kullanım bulmuştur. Geometrik opus sectilenin oldukça zengin bir motifi ve bu
motiflerin türevleri bulunmaktadır. Duvarı süslemek amacıyla kullanılmış olan
opus sectileler, taban opus sectilelerine göre oranla çok daha az korunmuştur.
Anadolu'da Sardes'deki sinagogda ve Mağnesia'daki latrinada opus sectilenin
duvarı süslemiş olduğu görülmektedir.
Plinius, Anadolu'da ilk mermer
kaplama uygulamasının Karia Satrabı Mausollos'un Halikarnassos'daki sarayında
kullanıldığını bildirmektedir. Erken Hellenistik Dönem'den itibaren opus
sectile alışkanlığı Yunan dünyasına girmiştir.
Floral Opus Sectile
Opus
sectilenin bu türünü çeşitli bitki ve çiçek bezemeleri oluşturmaktadır. Bu ilk
bakışta kakmayı hatırlatıyor olsa da bunu floral opus sectile adı altında
incelememiz gerekir. Ephesos St. John Kilisesi'nin Skeuophylakion kuzey doğu
köşesinde ortaya çıkarılan mermer döşemeyi ve Pompei Casa dell'Efebo'daki
döşemeyi, bu türe örnek olarak göstermek mümkündür.
Kibyra Bouleuterion'u Orkestra Zemin
Döşemesi ''Opus Sectile''
Orkestra
yarım daireyi aşan bir görünümdedir. Çapı 5. 80 m .’dir. Zeminde Medusa ve
çevresini saran kanadın betimlendiği bir döşem yer almaktadır. Döşem tamamıyla
Opus Sectile yöntemiyle yapılmıştır ve bu yönüyle benzersizdir. Oldukça ince ve
küçük mermer plakalardan hiçbir detay göz ardı edilmeden yapılmıştır. Öyle ki,
bazı plakalar 1mm. kalınlığındadır. Renk uyumu, ışık gölge kontrastı ve
perspektif mükemmel bir harmoniyle gerçekçi bir anlatıma dönüşmüştür.
Döşemin
merkezinde ve bir çember içinde Medusa yer alır, kanatlar bu çemberden pullar
halinde ve ışınsal olarak yayılarak, Medusa’nın çevresini sarar. Medusa resmi
kırmızı, beyaz, yeşil, kahverengi, beyaz üzeri kırmızı ve mavi damarlı ve mavi
mermer plakalardan oluşturulmuştur. Kanatlı bir başlık taşır ve dalgalı saçları
vardır. Kanatlı başlığı üzerinde, dalgalı saçları arasında ve boynunda yılanlar
bulunur. Saçlar arasındaki yılanlardan solda olanı iyi korunmuştur. Ağzı
açıktır ve dilini ileri uzatmıştır. Medusa’nın iri gözleri ve kalın dudakları
vardır. Açık ağzından dişleri görülür ve dili hafifçe dışarı sarkmıştır. Büyük
sayılabilecek bir burna ve geniş bir çeneye sahiptir. Yüz 3 / 4 oranında sağa
dönüktür. Bu nedenle yüzün sağ tarafı perspektifi yakalamak adına gri ve
kırmızı gibi koyu renkli plakalardan; sol tarafı ise beyaz ve tonlarıyla daha
açık renkler kullanılarak yapılmıştır.
Saçlar, kırmızı ve mavi damarlı beyaz mermerden oluşturulmuştur ve
renkli bu damarlar dalgalı olarak devam eder böylelikle her biri farklı bir saç
teli gibi görülür. Burnun üstü gri renkte iri plakalardan; delikleri ise içte
beyaz dışta kahverengi iki yuvarlak plakadan meydana getirilmiştir. Açık mavi,
beyaz, kırmızı ve kahverengi plakalardan düzenlenmiş gözlerden sağda olanı,
yüzdeki perspektife koşut olarak öne doğru hafif eğiktir. Ayrıca bu uygulama
ile hüzünlü bir yüz ifadesi yakalanmıştır. Göz bebeği mavidir, Çevresini saran
halkalar sırasıyla kahverengi, açık mavi, beyaz ve kırmızıdır. Dişler ve
dudaklar aslına uygun renklerle yapılmış; ağzın merkezine koyu renkli plakalar
konularak derinlik sağlanmıştır. Merkezdeki bu resmin çevresini yaprak kesitli
kanat pulları sarar ve bunlar merkezden dışa doğru her sırada daha iri bir pul olacak
şekilde devam eder. Her pul, farklı renkte iki mermer plakanın bir araya
getirilmesinden oluşturulmuştur. Merkezden dışa doğru ilk sıra kırmızı beyaz
pullarla başlar ve sonrasında bir sıra turuncu - gri, bir sıra kırmızı - beyaz
olarak devam eder. Bu düzenleme ile kanatlarda ışık gölge kontrastı sağlanmış
ve gerçekçi bir derinlik yaratılmıştır. Kanat betimi, beyaz renkte yarım
dairelere ulaşarak son bulur. Bu daireler resmin son halkasıdır. Bundan sonra
beyaz üzeri kırmızı damarlı dikdörtgen plakalar tüm alanı çerçeveler.
Merkezdeki Medusa başı betimlemesinde, alnın sol tarafı dağılmıştır. Gözlerdeki
ince halkalarda kaymalar göze çarpar. Özellikle boyun bölümünü oluşturan
plakalar -maruz kaldıkları yüksek ısıdan dolayı- tamamıyla kireçleşmiştir.
Ayrıca kanatlı başlığında bir kayma göze çarpar. Bu tahribatlar dışında baş
bölümü oldukça iyi korunmuştur. Kanatları oluşturan pullar, bazı sıralardaki
dağılmalar ve yangın nedeniyle oluşan çatlamalar dışında büyük oranda
korunmuştur. Proskene’nin 1.15 m. yüksekliğindeki cephesinde yine Opus Sectile
yöntemiyle yapılmış bir süsleme yer almaktadır. Ancak bu süsleme Orkestra
döşeminin aksine oldukça kötü durumdadır. Sadece süpürgelik kısmı tamamıyla
korunmuştur. Bunun dışında mermer kaplamanın sadece ilk sırası ve plakaların
oturtulması için yapılmış tuğla kaplama görülmektedir. Burada da on iki sütun
altlığı ve üç adet kısmen korunmuş kapı motifi görülebilmektedir. Kapıların her
iki kenarında birer sütun altlığı bulunmaktadır. Bunların dışında kalan
alanlarda nasıl bir düzenleme olduğu henüz çözümlenememiştir. Orkestraların kireçtaşı
ya da mermer plakalarla kaplanması, İ.Ö 2.
yüzyılda İtalya'da görülmektedir. Augustus'un yönetime gelmesiyle,
orkestraların opus sectile ile kaplanmasının büyük oranda arttığı görülür. Atina Agorası'ndaki odeionun
orkestra döşemesi ve Montegrotto'daki Roma tiyatrosunun ya da odeionun orkestra
döşemesi, renkli opus sectile ile Augustus Dönemi'nde kaplanmıştır.
Özellikle
İ.S. 1. ve 2. yüzyıllarda, opus sectile ya da mermer plaka döşemelerin
kullanımı oldukça artmıştır, İ.S. 2. yüzyılda, renkli mermer ve opus sectile
orkestra kaplamalarını bir çok tiyatro ya da tiyatro benzen yapılarda örneğin
Efes tiyatrosunda, Nysa bouleuterionunda, Kos odeionunda, Tarraco tiyatrosunda,
Nora tiyatrosunda ve Sybaris tiyatrosunda görmekteyiz.
No comments:
Post a Comment